Uzun zamandır “günümüzde oyuncak” konusuyla ilgili bir yazı yazmak istiyordum. Bazen yazmak için ufak bir kıvılcım anı işinizi hızlandırabiliyor. Neyse ki bu kıvılcım -sağ olsun- okulumuzdan bir öğrencinin kendi tasarladığı (fotoğrafta gördüğünüz) üç boyutlu oyuncağı göstererek:
“Öğretmenim bakın bu oyuncağı ben tasarladım.” demesiyle çıtlamış bulundu…
Çocuk oyuncağı gösterdikten sonra heyecanlı bir şekilde oyuncağın tamamen el yapımı olduğunu, tasarımının, kesim işlemlerinin, dikişlerinin vb. kendi tarafından yapıldığını göğsünü gere gere anlattı. Bu benim için keyifli ve ilginç bir andı, çünkü meslek hayatımda buna benzer tablolardan ziyade daha çok satın alınan inanılmaz derecede gösterişli oyuncakların tanıtımıyla karşılaştım.
Tabi bu inanılmaz oyuncaklar, genelde kısa bir süre sonra daha inanılmaz ve daha pahalı olanlarıyla yer değiştirirdi…
Kendi çocukluk dönemimle içinde bulunduğumuz bu dönemleri ister istemez, bolca karşılaştırdığım oluyor. Sanırım iki dönem arasındaki en büyük farklardan biri de bu oyuncak konusu. O dönemlerde, şu andaki gibi farklı çeşitlilikte, tasarım ve dikkat çekicilikte oyuncaklara erişebilmek mümkün değildi elbette ki.
“Ah ne zor günlerdi onlar!” gibi bir acıtasyona gitmek istemem ama gerçekten oyuncak ailelerin lüks olarak maddi kaynak ayırdıkları bir şeydi. Şimdilerde ise bunun tam tersi şekilde, oyuncaklar sanki çocuğun isteği kategorisinden çıkıp, hayati ihtiyaçlar listesine girmeye başladı. Ki içinde bulunduğumuz tüketim aşırılığının içerisinde çocuklar; bugün sıkıldıkları, kırılan, bozulan veya kaybolan oyuncakların, yarın yenisine çok rahat bir şekilde ulaşabilir hale geldiler.
Peki, neden çocukları kendi oyuncaklarını tasarlamaları için teşvik etmeliyiz? Bu sorunun cevabını daha derinlemesine açıklayabilmek için bu üretim faaliyetinin çocuklara ne gibi katkılarının olduğunu yorumlamak gerekir. Bu konuyu kendi baktığım yerden aşağıdaki başlıklar etrafında anlatmak istiyorum…
– Tüketimden Üretime Anlayışı: Kendi oyuncağını kendi tasarlayacak veya buna mecbur kalacak çocuk için üretim anlayışı gelişmeye başlar. Zihni farkında olmayarak ne tüketebilirim soruyla çalışırken ne üretebilirim, bu materyali nasıl bir oyuncağa dönüştürebilirim sorusunu sormaya başlar. Bu sorgulama zihinsel bir dönüşümü de peşinde getirir. Böylelikle üretimsel bir zihin yapısı geliştirir. Bir süre sonra sadece oyuncak konusu değil birçok konuya bu üretim zihniyetiyle bakmaya başlar.
Ayrıca bir oyuncak alındığında doğadaki herhangi bir şeyi tükettiğimiz gerçeğini çocukların anlamasını sağlamak önemli bence. Eğlenmek ve keyif için kullanılan bir oyuncak yoluyla, çocuk doğaya zarar verdiği gerçeğini bilmeli. Aynı şekilde kendi oyuncağını tasarladığında doğaya yaptığı katkıyı da.
– Tasarım Zihni: Günümüzün en çok ihtiyaç duyduğu zekâ alanlarından birinin tasarım zekâsı olduğu su götürmez bir gerçek haline geldi. Tasarım zekasını geliştirebilmenin tek yolu ise sürekli bir tasarım faaliyeti içinde bulunmak. Kendi oyuncağını tasarlamak için farklı tasarımlar peşine düşen ve bir süre sonra bu keyfi deneyimleyen çocukların tasarım bakış açıları, düşünme biçimleri ve zekâları gelişecektir.
– Fiziksel Beceriler: Çocuk oyuncak tasarım ve üretim sürecinde zihinsel olarak aktif olmanın yanı sıra, sürekli fiziksel bir eylem halinde olmak zorunda kalacaktır. Yukarıda paylaştığım oyuncağı ele alacak olursak, karton kesme, yapıştırma işlemleri ve dikiş dikme vb. sürecin içerisinde başvurulan fiziksel aktiviteler özellikle küçük yaş çocuklar için, birçok küçük kas ve motor becerilerin de gelişmesine pozitif bir etki sunacaktır. Sonuç olarak bir taraftan oyuncağını tasarlarken diğer taraftan örtük olarak fiziksel becerilerini, kendi elleriyle geliştirecektir.
– Sosyal Duygusal Beceriler: Oyuncak tasarım sürecine başlarken ilk olarak; kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda bir oyuncak tasarımına karar verecektir. Karar verme aşamasında yaptığı sorgulamalar kendini, ilgi alanlarını, yetkinliklerini ve ihtiyaçlarını tanımasına yardımcı olur. Ayrıca, çocuklara kendi oyuncağını satın alma yerine tasarlama gibi zor bir öneri sunduğumuzda, ilk tepki olarak “ben bunu yapamam ama…” gibi ifadelerde bulunabilir. Çocuk kendi oyuncağını tasarlama sürecinde; oyuncağı tasarlayabildiğine şahit olduğunda dolaylı yoldan da olsa güçlü yanlarının farkına varmaya başlar.
Sürecin tamamında başka insanlarla kurduğu etkileşim, iletişim ve işbirliği, doğaya ve aile bütçesine yaptığı katkıyı fark etmesi ise sosyal beceri, sosyal farkındalık ve empati gibi becerilerinin gelişimini destekleyecek bir etkiye sahiptir.
Bunun yanında, oyuncak tasarım süreci ister istemez içerisinde farklı zorluklar ve engel durumları barındıracaktır. Yaşanan zorluklar karşısında duygularını kontrol etmesi, bu zorluk durumlarının üstesinden gelmeye çalışması ve sorunlara çözüm üretmesi öz yönetim, problem çözme gibi becerilerini geliştirmek için fırsat olacaktır.
Böylelikle tasarım sürecinin tamamı, çocuğun sosyal duygusal becerilerin gelişebileceği bir yaşantı, deneyim ortamı sağlar.
Yukarıda gördüğünüz üzere, çocukları kendi oyuncaklarını üretmeye teşvik etmenin, onlara muhteşem oyuncaklar almakla karşılaştırılamayacak bir pozitif etkisi var. Tabi bunun yanında aile bütçesine olan katkısı da cabası:)
Bundan dolayı benim önerim çocuklara kendi oyuncaklarını tasarlayacak ortamlar yaratmak. Bunun için evde bulunan ve biriktirilen atık malzemeler bulunmaz nimet. İlk başlarda çocuğunuzla birlikte bu materyallerden nasıl oyuncaklar tasarlayabiliriz üzerine düşünerek, onun kendi yaratıcılığına alan açabilirsiniz.
Eğer bu konuda zorlanıyorsa, ilham vermesi açısından evde yapılacak oyuncaklarla ilgili örnek görseller inceleyerek veya videolar izleyerek orada gördüğünüz ve çocuğunuzun yapmak isteyeceği bir oyuncakla başlayabilirsiniz. Bir iki ilham aldıktan sonraki süreçte ise kendi oyuncağını kendi tasarlamasına teşvik etmek daha geliştirici olacaktır.
*Özellikle belirtmek isterim ki yazımda sabit materyaller, yapbozlar, çocuğun kılavuz yönergeleriyle tek kalıpta, kendinden bir katkı sunmadan yapacağı hazır-birleştirme oyuncaklardan bahsetmiyorum. Her yönüyle çocuğun hayal gücünün bir ürünü olan oyuncaklar bahsetmeye çalıştığım. Bu notu da yanlış anlaşılmalara zeval vermemek için buraya özellikle bırakmak istedim.
Barış Sarısoy / @barissrsy