“Bizim çocuğumuza X çocuğu tarafından zorbalık yapılıyor.”

“Peki nedir bu yargıya varmış olmanıza neden olan şey? “

“X çocuğu benim çocuğumu ittirmiş.”

Bugünlerde birçok anne-babanın dilinde olan bir kavram “zorbalık”. Çocuklarının serbest oyun yaşantılarında ve teneffüslerde diğer arkadaşlarıyla yaşadıkları birçok olumsuz durumda diğer çocuk bir “zorba” olarak nitelendiriliyor.

Okul içinde yaşanan küçük bir çarpışma, kaza ve tartışma bile ebeveynlerin karşı taraftaki çocuğa karşı pençelerini acımasızca çıkarmalarına yeter hale geldi. Okulların kapıları aşınıyor, çocuklarda görülen en küçük darbe, çizik, sıyrık, gözyaşı bazı ailelerin ortalığı ayağa kaldırdığı ve duygularını kontrol edemedikleri bir noktaya geldi.

Bu öyle bir nokta ki; hiç düşünmeden karşı taraftaki çocuk ötekileştiriliyor, mimleniyor, Whatsapp grupları o çocukla ilgili çalkalanıyor, diğer çocuklara nasıl zarar verdiği, ne derecede bir zorba olduğu konusunda dört bir yana haber salınıyor. Neredeyse çocuk aranan bir zanlıyla dönüşüyor.

İşin ilginç tarafını bunu anne-babaların karşıdakinin de bir çocuk olduğunu, belki bilmedikleri birçok zorlu yaşantıyla mücadele ettiklerini, karşılanmamış farklı ihtiyaçlarının olduğunu göz ardı ederek yapıyor olmaları. Diğer taraftan, bunu yapan anne-babaların kendilerini yönetemez halleri; aman X’le sakın oyun oynama, onun yanına yaklaşma, onunla arkadaş olma diye alt mesajlarla çocuklara işleniyor olması.

Hatta bazen olaylar öyle garip yerlere varıyor ki; iki sorun yaşayan çocuk ertesi gün sarmaş dolaş olurken, olaya dahil olan aileler aylarca birbiriyle çekişmeye, düşman kesilmeye devam edebiliyor. Komik ama gerçek maalesef…

Ayrıca çocukların dilinde bile bu kavramın gezindiğine tanık olabiliyoruz:

-Öğretmenim bana “X” zorbalık yapıyor?

– Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?

– Yok, ama annem “X” sana zorbalık yapıyor demişti. Kötü bir şey herhâlde.

Sanırım çocuklara sorulan “Bugün okul nasıl geçti sorusu, bugün sana kim zorbalık yaptı, kim senin canını yaktı.? Sana kim kıydı yavrum” sorusuyla yer değişti.

Peki, zorbalık kavramı bugün getirildiği halde olduğu gibi teorik olarak da basit bir kavram mı?

Akran zorbalığı ile ilgili en kapsamlı çalışmaları başlatan Olweus (1999)’a göre Akran Zorbalığı:

Bir ya da birden çok öğrencinin kendilerinden daha güçsüz öğrencileri “sürekli” ve “amaçlı” olarak rahatsız etmesi ile sonuçlanan saldırganlık türüdür.

Peki bir durumun akran zorbalığı olup olmadığını belirleyebilmek için neler olması gerekir. Bu ölçütler ise Olweus şu şekilde tarif ediyor:

1. Yapılan davranışın, kasıtlı olarak zarar verme amacı olan saldırgan davranışlar içermesi veya bu niyeti taşıması,

2. Süreklilik özelliği taşıması,

3. Zorbalık yapan ve karşısındaki kişi arasında güç dengesizliğinin olmasıdır.

Görüldüğü gibi akran zorbalığı öyle bir itmeyle, çekmeyle, düşmeyle, iki kötü sözle olabilecek bir şey değil. Her yaşanan durumu zorbalık diye ifade etmeden önce, kavramın ne denli kompleks ve alan uzmanları tarafından tanımlanması gereken bir durum olduğunu unutmamak gerekir.

Şimdi gelelim yazının başlığındaki soruma (“Zorbalık yapan Çocuklar mı? Yoksa Ebeveynler mi?”).

Karşı taraftaki çocuğun amaçlı olarak ötekileştirmesi, etiketlenmesi, bu halin uzun bir süre devamlılık göstermesi ve tarif edilemeyecek bir güç dengesizliğinin oluşu… Teorik olarak ebeveynlerin karşı taraftaki çocuğa karşı gösterdikleri tavır, daha çok “zorbalık” olarak ifade edilebilir diye düşünüyorum.