Çocukların en çok ilgi duydukları şeyler: animasyonlar, çizgi filmler, onlara anlatılan masallar, hikayeler ve oyunlar…
Peki bunların çocuklar için bu kadar ilgi çekici olmasının nedeni ne? Aslında bu sorunun cevabını, çocukların en çok ilgi duyduğu şeylerin ortak özelliğinde aramak gerekir. Bu ortak özellik, hepsinin kurgusal bir yapısının olması…
Kendi deneyimlerimden örnek verecek olursam. Her zaman kurgusal bütünlüğü olan dersleri sevmişimdir. Özellikle çalıştığım yaş aralığı doğrultusunda baktığımda, çocukları en çok içine çeken ve onlara en çok öğrenme verimini sağlayan derslerin, böyle bir organik yapıya sahip olan dersler olduğunu söyleyebilirim.
Tabi kurguların çocukların birçok açıdan ilgisini çekmesi, kalıcı ve anlamlı öğrenmeyi sağlaması dışında onlara gerçek yaşamın pratiğini yapmaları anlamında da büyük bir yararı var. Özellikle çevresiyle kurduğu ilişki ve sosyal becerilerinde…
Bu varsayımımı bilimsel temellere oturtmak için öncelikle, sizlerle birkaç araştırma paylaşmak istiyorum.
2011 yılında,York Üniversitesi’nden Raymond Mar bir araştırmacı, okul öncesi öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmalarda, çocuklara ne kadar çok hikaye okunursa, o çocukların diğer insanların zihninden geçenleri anlama yeteneklerinin bir o kadar geliştiğini ortaya çıkarmış. Bunun yanında yetişkinlerle yaptığı çalışmalarda ise, 86 fMRI beyin taraması sonucunu değerlendirdiği araştırmasında, hikayeleri anlamak için kullandığımız sinir ağları arasında hatırı sayılır bir örtüşme olduğu sonucuna varmış.
Bu iki araştırmanın sonucunda Mar “Hikayeler bize gerçek hayatta karşılaşılan olayların bir çeşit zihinsel simülasyonunu sunarak arkadaşlarımızın, komşularımızın ve sevgililerimizin niyetlerini, isteklerini arzularını ve üzüntülerini nasıl yorumlamamız gerektiğini öğrenmemiz için pratik yapma imkanı sağlar.” sonucuna ulaşmış.
Yukarıdaki araştırmalardan da açıkça anlaşılabileceği gibi kurgular ve kurgular içerisinde yaşanan sosyal durumlar çocukların deneyimsel olarak birçok anlamda sosyal becerilerine katkı sağlıyor.
Araştırmanın ilginç bir çıktısı daha var. O da hikayelerin üzerine çocuklarla sohbet etmenin, çocuklara bu konuda daha fazla katkı sağladığı…
Yani, hikayeler içerisinde yaşanan durumlar ve karakterlerle ilgili davranış-sonuç değerlendirmesi yapmalarını istediğimizde bunun etkisi daha çok artıyor.
Örnek verecek olursak, çocukla birlikte bir hikayeyi, masalı okurken veya herhangi bir animasyon film izlerken şu şekilde sorgulamalar yapmak:
- Bu şekilde davranmasaydı ne olurdu?
- Ne yaptığı için böyle bir durum ortaya çıktı?
- Sen olsaydın böyle bir durumda neler yapardın?
- ……. çözmek için ne yapması gerekiyor?
- Sence hikayenin bu kısmından sonra ……. ve …….. arasında neler olacak?
Bu sorgulamalar çocukların beyninde, hikayede geçen sosyal durumların üzerine yoğunlaşmayı ve buradaki karakterlerin davranış ve tutumlarını değerlendirip zihinde anlamlı ilişkiler kurarak kaydetmesini sağlıyor.
Şüphesiz, sosyal becerilerin çocukların gerçek yaşamına katkısı tartışılamaz derecede büyük. Sadece çevreyle kurdukları pozitif ilişkiler için değil, yaşam başarısı için de kritik becerilerden biri.
Anaokulundan başlayarak 20 yıl boyunca devam eden bir sosyal beceri değerlendirme çalışmasında, çocuğun anaokulunda sosyal beceri değerlendirmesinde aldığı +1 puanın üniversiteden mezun olma ihtimalini iki kat, başarılı bir iş yaşamına adım atmasını %46 arttırdığı keşfedilmiş. Diğer taraftan değerlendirmeden alınan her -1 puanın yetişkinlikte suça karışma oranını %67, alkolizm problemi yaşamasını %52 ve devlet yardımı bekleme listesine girmesini %82 arttırdığını keşfetmişler.
Sonuç olarak sosyal beceriler, tahmin edilebileceği gibi delicesine dertlenilen sayısal, sözel ve mantıksal becerilerden çok daha değerli ve önemsenmesi gereken bir beceri…
Çocukların sosyal becerilerine çok kolay ve ücretsiz bir yolla yatırım yapmak istiyorsanız, beyinlerini kurgularla gerçek yaşamdaki sosyal deneyimlere hazırlayabilirsiniz. Yaşamın pratiğini kurgular yoluyla yapmasına şans yaratabilirsiniz.
O zaman, bu akşam çocuğunuzla birlikte bir kitap okuyarak başlayabilirsiniz. Yukarıda paylaştığım sorgulamalar da kitapla ilgili sohbetinizin konusu olabilir… Emin olun, her gün bu deneyime ayıracağınız 15 dakika, çocuğunuz bir yetişkin olduğunda geride ona bırakacağınız şeylerden çok daha değerli olacaktır.
Barış Sarısoy / @barissrsy
Kaynakça:
- Leslie, I. (2014). Curious: The desire to know and why your future depends on it. Basic Books.
- Jones, D. E., Greenberg, M., & Crowley, M. (2015). Early social-emotional functioning and public health: The relationship between kindergarten social competence and future wellness. American journal of public health, 105(11), 2283-2290.